Murabaha Kredisi Nedir?

Murabaha kredisi, faizsiz bankacılık olan katılım bankaları tarafından kullanılan konut, araç, ekipman gibi mal alımlarında bankanın müşteri tarafından belirlenen malı peşin alarak talep eden kişiye vadeli satılması şeklinde sağlanan kredi türüdür.

Bilindiği üzere bankalar verdikleri kredilerde belirli bir oranda önceden belirlenmiş bir oranda kredi vermektedirler, ister nakit ister mal alımı olsun bu şart değişmez. Murabaha kredisinin sistemde oluşmasının temel nedeni Din hassasiyeti nedeniyle faizle ev araç almak istemeyenler için Katılım Bankacılığı sistemi içerisinde geliştirilen sistem sayesinde sadece mal alımlarında geçerli olmak kaydı ile bu kredi sağlanmaktadır, yani nakit para alma durumu söz konusu olmamaktadır.

Öncelikle şu uyarıyı yapmayı kendime borç biliyorum sonuç olarak bu yazıyı yazmak ile bende bir sorumluluk alıyorum eğer bu şekilde bir mal alacaksanız gidin alın fetva veya bir kılıf aramayın gittiniz bir otoriteye sordunuz yani özetle fetva istediniz olaki o kişi olmaz arkadaş katılım bankası caiz değil derse ve siz buna rağmen alışverişi yaparsanız mesuliyetiniz daha ağır olur, zaten uygundur diye fetva alırsanız  veren mesuliyeti almış olur.

İşin aslı ve olması gereken husus şudur, burada bir ticaret yapılıyor, siz bir ev almak istiyorsunuz ama malum o kadar büyük bir bedelde olan malı peşin almanız mümkün değil faizle de almak istemiyorsunuz işte burada devreye murabaha denilen ticaret şekli geliyor. Şimdi siz bir ev beğendiniz ve almak istediniz bir katılım bankasına gittiniz ve alacağınız evi arabayı veya her ne ise malı gösterdiniz, banka o malı satın alır ve size vadeli olarak satar. Tabi pratiğe baktığımızda bildiğimiz krediden çokta farkı yok gibi, yani katılım bankasının temel mantığı bu gerçi adını kar payı olarak ta koymaktadırlar. Ancak bunu ehven-i şer olarak değerlendiren ve fetva veren otoriterler bulunmaktadır.

Peki bu olay nedir murabaha nasıl işler eskiden de bu tür uygulamalar var mıydı? Derseniz evet vardır bu işin aslı ve en azından İslama yada dine uygun ticareti hakkında bir kaç hususa değinelim.

Murabahanın olması için alıcı vadeli alacaksa evin peşin fiyatını bilmemesi gerekir daha doğrusu peşin bir teklif almaması gerekir ama mevcut şartlarda bu pekte mümkün değil tabi evi beğendiniz, banka gittiniz şu evi arabayı tarlayı traktörü her ne ise artık beğendim birazda param var ama yetmedi siz bu malı alın bana vadeli şekilde satın olay budur.

İslami finansın gelişmesi ile birlikte hayatınıza girdiğini sandığımız uygulama aslında çok eskilere dayanan bir ticaret kuralıdır. Eskiden müşteri tüccara yani malı (pahalı yüksek değerde) satana  müşteri geldiğinde satıcı fiyat vermeden önce alıcıya peşin mi alacaksın yoksa vadeli mi alacaksın sorusunu sormak zorundadır, müşteri peşin alacağım derse ona göre fiyat verir, yok vadeli alacağım derse ona göre vadeli fiyatı söylemekle yükümlüdür. Örneğin, bir araba alınacak ve peşin değeri 20 Bin TL olsun siz buna müşteri oldunuz ve dediniz ki arkadaş bu arabayı beğendim ve 5 Bin TL var ve kalanıda aylık 500 TL öderim dediniz satıcıda iyi o zaman ver  5 Bini kalanı da bana 40 ay 500 TL taksitle öde derse murabaha yapılmış olur.

Burada satıcı size peşin fiyatı teklif etmemiş olması halinde murabaha kapsamına girer, ama peşin alırsan 20 Bin vadeli olursa 26 Bin TL derse bu biraz ihtilaflı olur yani vade farkı alınmış faiz işlemiş olur. Tabi bu konu oldukça ihtilaflı bir konu ancak yukarıda da belirttiğimiz üzere bir nevi ehven-i şer yani kötünün iyisi olarak faizsiz bankacılık sistemi içinde hayatımızda yer almaktadır. Katılım Bankacılığından alınan tüketici kredileri yani nakit paralar adı her ne kadar kar payı denilse de faiz tarafı ağır basmaktadır. Ancak mal alımlarında kötünün iyisi olarak ve kurallara uyulması halinde en azından mesuliyetin azalacağını düşünüyoruz.


2 Comments Posted

Leave a Reply

Your email address will not be published.


*